Mescid-i Haram Boytu Ürünümüzün Tasarım Hikayesi
Neden Mescid-i Haram Boytu?
Mescid-i Haram Beytullah’ ı kuşatan mescittir.
Haram; korunan ve mukaddes olan, dokunulmazlığı bulunan anlamında bir kelimedir.
Mescid-i Haram bölgesine ‘’haram’’ adının verilmesi; ihtiram ve saygının vacip,
zararlılar dışındaki canlılarının öldürülmesinin ve bitki örtüsüne zarar verilmesinin haram kılınmış olunması en önemlisi de
bu bölgede Allah (c.c.)’ın yasak kıldığı fiillerin olmasındandır.
Mülkün sahibi Allah (c.c.) tır.
O bir yere kutsal derse, elbette orası kutsaldır.
Allah (c.c.)’ın; yerleri ve göğü yarattığı gün haram kıldığı ve kıyamete kadar da haram kılacağı Mescid-i Haram’ın sınırlarını;
ilk defa Cibril (a.s.) rehberliğinde Hz. İbrahim (a.s.) belirlemiş, Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) tarafından yenilenmiş
ve sınır noktaları “alem” adı verilen taşlarla işaretlenmiştir. Yasakların geçerli olduğu bu manevi alan 550 km2 ‘dir.
Kur’an-ı Kerim’de ‘’Mescid-i Haram’’ on beş yerde geçer. Bu ayetler; Kabe’nin Müslümanların nihai kıblesi olarak tayin edilmesini;
Mescid-i Haram’ın, Mekke’nin ve çevresinin her türlü kötülükten korunmuş güvenli bir yer olduğu ve bu bölge ilgili birtakım özel hükümleri konu edinir.
Hem Mescid-i Haram’ın biz Müslümanların inanç dünyamızdaki yerinden hem dört yüz yıl boyunca ‘’Hadimü'l-Harameyn’’i resmi unvan olarak taşıyan ecdadımızın
Mescid-i Haram’ın bugünkü görünümünde bergüzarları olmasından; tasarımımızda Mescid-i Haram’ı işledik.
Yavaş yavaş ortadan kaybolmaya başlayan orijinal halini sadece hafızalarımızda değil, somut olarak yanı başımızda da bulundurmayı arzuladık.
Ürünümüz polyesterden üretilmiş olup metal pigmentler içeren boyalarla boyanmıştır.
Mescid-i Haram Boytu Ürünümüzün Detayları
1) Beytullah:
Yeryüzünde yapılan ilk mabettir. Allah’ın evi, biz inananların kıblesidir.
Tasarımımızda detayları ile birlikte net bir şekilde görünmektedir.
2) Hacer’ül Esved:
Hz. İbrahim (a.s.)’ın; tavafa başlama işareti olması için Beytullah’ın köşesine yerleştirdiği taştır.
3) Makam-ı İbrahim:
Hz. İbrahim (a.s.)’ın Beytullah’ı inşa ederken kullandığı, üzerinde ayak izlerinin bulunduğu bu taş dörtgen bir mahfaza içerisindedir.
Makam-ı İbrahim; Kur’an’da iki yerde geçmektedir. Al-i İmran 3/97; el-Bakara 2/125 ayetlerinde…
Makam; Beytullah’ın kapısının sağ ön kısmında, camekan içerisindedir.
Tasarımımızda bu makamı da zarif bir şekilde işledik.
4) Hatim ve Hicr-i İsmail
Beytullah’tan ayrılmış olmakla birlikte onun bir parçası kabul edilen alandır.
Hz. İsmail (a.s.) ile Hz. Hacer (r.a.)’in mezarlarının Hicr’ de olduğuna dair rivayetler vardır.
Bu alanları da tasarımımızda incelikle, net bir şekilde işledik.
5) Beytullah’ın Kapısı ve Mültezem:
Beytullah’ın kapısı ile Hacer’ül Esved arasında kalan kısımdır.
Hadislerde Mültezem’in; duaların kabul edildiği yer olduğu belirtilmiştir.
Mültezem “sıkı sıkıya yapışılan yer” demektir.
Hacıların tavaftan sonra burada dua etmeleri bundandır.
6) Mescid-i Haram Minareleri:
Osmanlı devrinde tavaf sayısı ile eşitlenerek yediye çıkarılan minarelere; günümüzde iki adet daha eklenerek minare sayısı dokuza çıkarılmıştır.
Titiz bir işçilik ile Mescid-i Haram’ın detaylarını özenle işlediğimiz ürünümüzün üzerindeki minareleri takılıp çıkarılabilir şekilde tasarladık.
7) Mescid-i Haram’ın İç Avlu Revak ve Kubbeleri:
Hz. Osman (r.a.) zamanında Mescid-i Haram genişletilmiş, Beytullah’ın etrafına gölgelikler yapılmıştır.
Günümüze kadar gelen yapının da ana şeklini Beytullah’ın etrafına yapılmış olan gölgelikler oluşturmuş,
sonraki zamanlarda bu gölgeliklerin yerini revaklar almıştır.
Önü açık, üstü örtülü ve arkası duvarla örülü yapıya, mimaride “revak” denilmektedir.
Haremeyn hizmetkarlığı Osmanlı Devleti’ne geçtiğinde ise; Kanuni Sultan Süleyman’la başlayıp Sultan II. Selim Han’la devam etmiş,
III. Murad Han zamanında tamamlanmıştır.Bu kubbeleri tasarımımızda özenle işledik.
8) Mescid-i Haram’ın İki Kat Avlusu ve Damı:
Mescid-i Haram’ın genişletme çalışmalarında; iç avlu kısmı üç katlı olarak ve minareler dışında Harem’in Osmanlılar zamanındaki yapısı korunarak yapılmıştır.
Biz de avluları, Beytullah ’a yönelip secde eden insanlar ile tasarladık.
9) Safa ve Merve Tepeleri:
Safa ile Merve’nin hac ile umre ibadetinin yapıldığı yerlerden olduğu Kur’an-ı Kerim’de belirtilmiştir.
“Şüphesiz Safa ve Merve Allah’ın (dininin) nişanelerindendir. (Bakara, 2/158)
Safa ile Merve arasında gerçekleştirilen Say; Hz. İbrahim (a.s.)’in eşi Hacer’in oğlu İsmail (a.s.) ile
Mekke vadisinde yalnız kaldıktan sonra Safa ile Merve tepeleri arasında oğluna su araması hadisesine dayanmaktadır.
Günümüzde Safa ile Merve tepelerinin arasına, Beytullah ’a girişi de sağlayacak iki yanı açık eyvan yapılmıştır.
Tasarımımızda; bu eyvan ile Safa ve Merve Tepesi kubbelerini de ayrıntılarını gözeterek işledik.
10) Kaide:
Mescid-i Haram’ın kaidesine kazandırdığımız doku ile görsel zenginliği arttırırken, altına yapıştırdığımız keçeler ile,
sergilendiği yerde hem kaymayı hem de çizilmeyi bertaraf ettik.
İnce işçiliği için gösterdiğimiz özen, bu tasarımımız için diyeceğimiz son sözdür.
Mescid-i Haram’ın Boytu Ürünümüzün Ölçüleri
Yükseklik :7 cm
En :35 cm
Ağırlık :1750 gr
***
*Ürünlerimiz mukavemetli yapısını ham maddesi olan polyesterden alır.
*Renklendirmesi metal pigmentler içeren boyalarla yapılmıştır.
*Tezyinatını ise kristal taşlar ile sağladık.
*Satın almış olduğunuz ürünleri ürünün kendisine özel tasarladığımız özgün kutusuyla göndermekteyiz.
***
Nakkaş Boytu ürünlerinin orijinal rengini korumak için:
Ürününüzü sadece kuru bez ile ovalamadan siliniz.
Islak mendil, kolonya, alkollü dezenfektan vs… kullanmayınız.
***
Bütün ürünlerimizin tasarımı Nakkaş Boytu ‘ya ait olup Tasarım Tescili ile koruma altındadır.
***
Nakkaş Boytu ürünleri tasarımdan imalata %100 yerli üretimdir.
***
NAKKAŞ BOYTU
Gelenekten Geleceğe…
Hakkımızda
Nakkaş Boytu olarak; geleneksel kültürümüzün iki boyutlu düzlemdeki yazı ve çizi sanatlarını,
üç boyutlu yorumlayıp üretiyoruz.
Bu süreçte geleneksel sanatların; sadece çizgilerini ya da desenlerini, tekniklerini yahut tanımlarını değil;
ruhunu da hikâyelerini de eklemeye gayret ediyoruz.
1997’de çıktığımız bu yolda geleneksel fikri ve kültürü yeni bir formla gelecek nesillere ulaştırabilme heyecanı ile
geleneğimizin iç boyutunu üç boyuta taşıma hedefi ile ilerliyoruz.
BOYTU Nedir?
Boytu; Türk İslam sanatlarının üçüncü boyutudur.
Geleneksel Sanatlar kapsamında değerlendirilmesi gereken, henüz kendi alanını inşa etmekte olan bir boyut.
Nasıl ki hat çizgi demek BOYTU da boyutlamak demek.
Bir de ek ismi var Boytu'nun: "BOYTU MÜCERRET". Mücerret soyut demek. Boytu mücerret; soyutun boyutlanmış hali.
Neden BOYTU?
2004 yılında ilk örneğini ortaya koyup, adını koyamadığımız bu boyuta
-her ne kadar içimize sinmemiş olsa da- o günün şartlarında biblo denildi.
Bugün ise; bize ait olanı ifade etmeyen bu adlandırmadan duyduğumuz rahatsızlığı telâfi çabasındayız.
Masa, raf vb. üzerine konulan, farklı malzemelerden yapılmış süs eşyalarını karşılayan terim olarak ‘’biblo’’ ismi kullanılıyor.
Tasarımlarımız; form olarak biblo adlandırmasına yakın gibi görünse de değil.
İştigalimiz; kültür ve sanat mirasımızın önemli bir kısmı ile.
Tasarımlarımız; salt bir biblo olmamakla birlikte salt bir süs eşyası yahut hediyelik eşya olmanın ötesinde bizim kültürümüzün süreği.
Bu nedenlerin yanı sıra dil boyutu da var. Biblo, Fransızcadan dilimize dahil olmuş bir kelime…
Oysa biz tasarımlarımıza hazırlanırken; geleneğimizin kendi dilinden ve edebiyatından besleniyor,
kendi inancımız, bilimimiz ve felsefemizden feyz alıyoruz. Biz tasarımlarımızı inşa ederken,
bizi inşa edense kendi kültürümüzün örf ve adetleri, âdâb-ı muâşşereti.
Velhasıl…
Sadece yabancı kelime karşısında Türkçe kelime kullanmış olmak için değil; biblo, hediyelik, hediyelik eşya,
heykel, heykelcik gibi kelimelerin getirmiş olduğu algının ötesinde bir değer üretmeye çalışırken,
öz değerlerimiz ile kullandığımız ifadeler eş olsun diye BOYTU.
Yüzyıllarca çizgi olarak yaşayan nice ibare, ifade ve lafız bugün Nakkaş Boytu yorumu ile vücut buluyor,
her klasik çizgi elle tutulabilir değerlere dönüşüyor.
Gelenek; asırlardır insanlığa ışık düşürüyorken,
Nakkaş Boytu olarak biz de ‘’yeni bir boyutu geleneğe ekleme’’ heyecanını yaşıyoruz.
"Nakkaş Dekor'' olarak ‘’Gelenekten köklenip, geleceğe yeşermeli’’ diyerek çıktığımız yola
"Nakkaş Boytu" olarak devam ederken üretmeyi sürdürüyoruz.
